- Katılım
- Ocak 16, 2025
- Mesajlar
- 215,229
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 36
İnsanın hayata bakışını hangi şarkıları dinleyerek, hangi şiirleri okuyarak büyüdüğü o kadar etkiliyor ki. Ben mesela gözümü “Ya dışındasındır çemberin / Ya da içinde yer alacaksın” ile açtığım ve sonraları hep yerimi tartma ihtiyacı duyduğum için, bazen insanın “İstersen hiç başlamasın / Bu hikâye eksik kalsın” diyebileceğini, ayrılıkları “Aslında giden değil kalandır terk eden / Giden de bu yüzden gitmiştir zaten” diye karşılamanın da mümkün olduğunu öğrettiği için, “Geçse de yolumuz bozkırlardan / Denizlere çıkar sokaklar” diye geçmişe ve yarınlara inandıran her bir sözcüğü için Murathan Mungan’a minnettarım. (Tabii başta Derya Köroğlu / Yeni Türkü olmak üzere bu sözleri bize ulaştıran bütün seslere de).
Murathan Mungan kadar çok yönlü ve üretken (bu iki içi aşırı boşaltılmış sıfatı kayıtsız şartsız kullanabileceğimiz belki tek insan) birinden sadece şarkı sözleriyle bahsetmek çok eksik kalır, biliyorum. Ama hangi birini sığdıracaksınız; bu ay YKY Kitap-lık, Birikim ve Notos dergilerini alırsanız, onun 50 yıllık yazı dünyasını farklı yönleriyle ele alan değerli yazılarla karşılaşacaksınız. Ben de 21 Nisan akşamı onun hayatında yeri olmuş 50 kişilik bir grupla 70. yaşını kutlarken o sözlerin / satırların hayatıma nasıl eşlik ettiğini, hatta bazen yön verdiğini düşündüm.
Murathan Mungan’a sürpriz olan kutlama, on üç yıl süren restorasyonun ardından 2023’te açılan Zeyrek Çinili Hamam’da gerçekleşti. Atmosferiyle, akustiğiyle her şey baştan sihirliydi yani. Ve kısmetimizde İpek Bilgin’den beş yüz yıllık hamamda “Hamamname”den bir bölüm dinlemek bile vardı.
Ama önce bu işin mimarlarını sayalım; tiyatroda yönetmen olarak Murathan Mungan’ın “Mezopotamya Üçlemesi”ni, “Geyikler Lanetler”ini, “Dumrul ile Azrail”i hayata geçiren Mustafa Avkıran doğum gününün de sanatsal tasarım ve yönetimini üstlenmişti. The Marmara’nın ev sahipliği yaptığı gecede organizasyonda Koza Güreli Yazgan ve Selin Süter’in imzası vardı. Teknik direktör Doğuş Bitecik, destekçiler PBlok ve SFS Event idi.
Gelip de herkesi orada gördüğünde yaşadığı şaşkınlıktan anlaşıldığı üzere hazırlıklar gerçekten de - sayısız yeteneği arasında oyunculuk da yoksa - Murathan Mungan’dan gizli tutulabilmişti. Hepimiz masalarda bize ayrılan yerlerimizi aldık; Murathan Mungan Türkan Şoray ve Deniz Türkali’nin de olduğu masasına oturdu ve Storytel için “Paranın Cinleri”nden okuduğu bir bölüm yankılandı hamamın duvarlarında. Ardından Derya Köroğlu’nun gitarı ve ilk şarkı: “Eskidendi”. Söyleyen Derya Alabora.
Toplamda bir buçuk saat kadar süren gösteriyi üç bölüm halinde, yemek ve dışarıda sohbet aralarıyla yaşadık. İzledik demek istemiyorum, çünkü her köşede ayrı ayrı hayat bulan, herkesi içine alan bir deneyimdi.
Programda neler vardı; Ebru Sonuç “Paranın Cinleri”nden bir bölüm okudu, Ercan Kesal “Geyikler Lanetler”den Anlatıcı, Ayşenil Şamlıoğlu Cudana, Derya Alabora, Kureyşa oldu, Yekta Kopan “Yalnız Bir Opera”yı okudu, Övül Avkıran’la “Dumrul ile Azrail”in, Murat İpek’le “Kâğıt Taş Kumaş”ın, Elvin Beşikçioğlu ile “Hedda Gabler Diye Bir Kadın”ın, Mustafa Avkıran’la “995 Kilometre”nin dünyalarına kısa ziyaretlerde bulunduk.
Ve tabii şarkılar… “Göç Yolları”, “İstersen Hiç Başlamasın”, “Dönmek”, “Terk Eden” ve “Fırtına”yı dinledik Derya Köroğlu’nun eski bir dost olan ama eskimeyen yorumuyla. Nuri Harun Ateş ise “Sevgili”ye, “Çember”e ve “Olmasa Mektubun”a o kubbeden silinmeyeceğinden emin olduğum bir başka iz bıraktı. Bize de gecenin sonunda Murathan Mungan’ın kalemine sağlık demek, kendisinin dediği gibi 80’inde yine toplanmayı dilemek ve “ne geçmiş tükendi ne yarınlar” diye hep beraber haykırarak söylediğimiz gibi hayatın bizleri yenileyeceği umudu kaldı.

Murathan Mungan kadar çok yönlü ve üretken (bu iki içi aşırı boşaltılmış sıfatı kayıtsız şartsız kullanabileceğimiz belki tek insan) birinden sadece şarkı sözleriyle bahsetmek çok eksik kalır, biliyorum. Ama hangi birini sığdıracaksınız; bu ay YKY Kitap-lık, Birikim ve Notos dergilerini alırsanız, onun 50 yıllık yazı dünyasını farklı yönleriyle ele alan değerli yazılarla karşılaşacaksınız. Ben de 21 Nisan akşamı onun hayatında yeri olmuş 50 kişilik bir grupla 70. yaşını kutlarken o sözlerin / satırların hayatıma nasıl eşlik ettiğini, hatta bazen yön verdiğini düşündüm.
Murathan Mungan’a sürpriz olan kutlama, on üç yıl süren restorasyonun ardından 2023’te açılan Zeyrek Çinili Hamam’da gerçekleşti. Atmosferiyle, akustiğiyle her şey baştan sihirliydi yani. Ve kısmetimizde İpek Bilgin’den beş yüz yıllık hamamda “Hamamname”den bir bölüm dinlemek bile vardı.
Ama önce bu işin mimarlarını sayalım; tiyatroda yönetmen olarak Murathan Mungan’ın “Mezopotamya Üçlemesi”ni, “Geyikler Lanetler”ini, “Dumrul ile Azrail”i hayata geçiren Mustafa Avkıran doğum gününün de sanatsal tasarım ve yönetimini üstlenmişti. The Marmara’nın ev sahipliği yaptığı gecede organizasyonda Koza Güreli Yazgan ve Selin Süter’in imzası vardı. Teknik direktör Doğuş Bitecik, destekçiler PBlok ve SFS Event idi.
Gelip de herkesi orada gördüğünde yaşadığı şaşkınlıktan anlaşıldığı üzere hazırlıklar gerçekten de - sayısız yeteneği arasında oyunculuk da yoksa - Murathan Mungan’dan gizli tutulabilmişti. Hepimiz masalarda bize ayrılan yerlerimizi aldık; Murathan Mungan Türkan Şoray ve Deniz Türkali’nin de olduğu masasına oturdu ve Storytel için “Paranın Cinleri”nden okuduğu bir bölüm yankılandı hamamın duvarlarında. Ardından Derya Köroğlu’nun gitarı ve ilk şarkı: “Eskidendi”. Söyleyen Derya Alabora.
Toplamda bir buçuk saat kadar süren gösteriyi üç bölüm halinde, yemek ve dışarıda sohbet aralarıyla yaşadık. İzledik demek istemiyorum, çünkü her köşede ayrı ayrı hayat bulan, herkesi içine alan bir deneyimdi.
Programda neler vardı; Ebru Sonuç “Paranın Cinleri”nden bir bölüm okudu, Ercan Kesal “Geyikler Lanetler”den Anlatıcı, Ayşenil Şamlıoğlu Cudana, Derya Alabora, Kureyşa oldu, Yekta Kopan “Yalnız Bir Opera”yı okudu, Övül Avkıran’la “Dumrul ile Azrail”in, Murat İpek’le “Kâğıt Taş Kumaş”ın, Elvin Beşikçioğlu ile “Hedda Gabler Diye Bir Kadın”ın, Mustafa Avkıran’la “995 Kilometre”nin dünyalarına kısa ziyaretlerde bulunduk.
Ve tabii şarkılar… “Göç Yolları”, “İstersen Hiç Başlamasın”, “Dönmek”, “Terk Eden” ve “Fırtına”yı dinledik Derya Köroğlu’nun eski bir dost olan ama eskimeyen yorumuyla. Nuri Harun Ateş ise “Sevgili”ye, “Çember”e ve “Olmasa Mektubun”a o kubbeden silinmeyeceğinden emin olduğum bir başka iz bıraktı. Bize de gecenin sonunda Murathan Mungan’ın kalemine sağlık demek, kendisinin dediği gibi 80’inde yine toplanmayı dilemek ve “ne geçmiş tükendi ne yarınlar” diye hep beraber haykırarak söylediğimiz gibi hayatın bizleri yenileyeceği umudu kaldı.