- Katılım
- Ocak 16, 2025
- Mesajlar
- 208,975
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 36

Romantik bir ilişkinin sona ermesi, ruhta sevilen birinin ölümü kadar büyük bir ızdırap yaratabilir. Ancak uzmanlar, yalnızca psikolojik olduğu tahmin edilen bu durumun, fiziksel sağlık üzerinde de ciddi etkileri olabileceğini savunuyor. İlk olarak Japon bilim insanları tarafından ortaya atılan kırık kalp sendromunda, kalp normal işlevlerini yerine getirmekte zorlanabiliyor.

Tıbbi olarak "takotsubo kardiyomiyopatisi'' adıyla bilinen kırık kalp sendromu, ani duygusal veya fiziksel stresin ardından kalp kasının geçici bir şekilde zayıflamasıyla ortaya çıkıyor. Genellikle sevilen birinin kaybı, büyük bir korku, ani bir tartışma veya ağır bir hastalık sonucu gelişen kırık kalp sendromunu tetikleyen etkenler arasında aşk acısı da bulunuyor.

Kırık kalp sendromu, kalbin sağ ventrikülünün şişmesi ve sol ventrikülün hareketinin zayıflaması ile kendini gösterir. Bu durum, genellikle kalp krizine benzer semptomlara yol açabilir ancak kalp damarlarında herhangi bir tıkanıklık yaratmaz. Kalp, geçici bir süreliğine normal işlevini sürdürmekte zorlanabilir.

Kırık kalp sendromunun tam nedeni henüz bilinmemekle birlikte, uzmanlar stres hormonlarının kalp üzerinde yarattığı olumsuz etkinin bu duruma neden olabileceğini düşünüyor.

1990'ların başında Japonya'da keşfedilen kırık kalp sendromunun kadınlarda, erkeklere kıyasla 5-9 kat daha fazla görüldüğü tespit edilmişti.

Araştırmalar, stresin kalp kasındaki hücrelerin fonksiyonunu geçici olarak bozan bir dizi biyokimyasal reaksiyon başlattığını ve bu durumun, kalbin kasılma yeteneğini zayıflatabildiğini ortaya koydu. Uzmanlar, stres yönetimi ve psikolojik desteğin, hastaların iyileşme sürecinde önemli bir rol oynadığının altını çiziyor.