Yok artık F.Bahçe

Elizabet

Administrator
Yönetici
Katılım
Ocak 16, 2025
Mesajlar
212,332
Tepkime puanı
0
Puanları
36
Bu bir veda maçı oldu.
Kırılmak camın kaderinde varmış. Fenerbahçe’nin kaderi de aynen böyle...
Fenerbahçe ilk yarının hemen başında daha motoru ısınmadan golü yedi. Skriniar’ın kötü pası ve arkadan Ramazan’ın boş alanda yakaladığı topu Livakoviç’in altından topu filelere göndermesi bir şok etkisi yaptı.
Tabii burada Gökhan’ın mükemmel asistini unutmamak lazım.Tabii bu şok gol, Fenerbahçe’nin hemen aklına başına getirdi. Rakip kalede ağır baskı kurdu. Pozisyonlar buldu.
Göbekten ve özellikle Maximin’in kanalından sürekli gol aradı. Beraberlik golü daha da erken gelebilirdi. Ancak sahada kafa ayarı bozuk bir En-Nesyri vardı. Normalde leblebi gibi atacağı gollerde ya fazla ya da az yükseldi. Bir türlü ayarı tutturamadı. O yüzden golde gecikti.
Ancak özellikle 25. dakikadan sonra enteresandır Mert Müldür sol kanatta müthiş bir şekilde oyuna ağırlığını koydu. Bitmek tükenmek bilmeyen bir enerji ile takımını hücuma yönlendirdi. Bunlardan birinde de Maximin’in ortası Bilal’in topu elinden kaçırması ile Talisca beraberliği getirdi.
Fenerbahçe yediği golden sonra oyun üstünlüğünü tamamen eline geçirdi. Ancak özellikle Fred’in pas trafiğinde sürekli hata yapması, pozisyon çeşitliliğini engelledi.
Maçın ikinci yarısı tam bir korku filmi gibi geçti. Kayseri ikinci yarıya yine golle başladı. Livakoviç eline koluna hakim olamayınca kalesinde bir kez daha golü gördü.
İlk yarının aynı görüntüleri ikinci yarıya da yansıdı. Golden sonra Fenerbahçe inanılmaz baskı kurdu. Bu baskılardan golü de çıkardı. Ardından galibiyet golüne de kavuştu.
Ancak Fenerbahçe defansı dün öyle sarsak bir günündeydi ki, Mourinho’nun savunmaya Çağlar’ı takviye etmesi bile fayda etmedi. Yine Kayseri göstere göstere üçüncü golü attı. Ve öyle bir gol ki, 2. golün aynısı. Sağdan Gökhan orta ve kafa gol. Bir kişi bile yükselmiyor, kaleci çıkmıyor ve Kayserili oyuncu rahat rahat kafayı vuruyor.
Arkadaş her şeyi de teknik direktörden bekleyemezsin ki... Bazen futbolcular da insiyatif almalı.
Kayseri’den Gökhan’a üç asist şansı verdin mi futbolcu olarak da kendini sorgulamalısın.
Tabii bir de şu var. Mourinho maçı çantada keklik görmüş.
Aylardır oynamayan Carlos’un şu maçta ne işi var? Neden Kayseri önünde çift forvet oynamıyorsun? Başka hangi maçta çift forvet oynayacaksın? İrfan Can ne etti sana? Geçen hafta tek forvet Dzeko oynuyorsun. Adam iyi de oynadı. Neden bu hafta kesiyorsun?
Daha birçok soru var. Ama giden gitti.Tabii bir de Fenerbahçe şanssızlığı diye bir şey var.Direkler, kaçan goller, son anda rakibin bir yerlerine çarpan toplar ve kalene gelen üç topun gol olması. Yani dördüncü pozisyon yok.
Neyse, bu sezon da gitti. Sadece kendi sahanda puan kaybettiğin Samsun ve bu maçı kazansan yine zirveye ortaksın. Ama yok. Bir yerde kilitlenip kalıyorlar. Bu son virajlarda öyle maçlar oynuyorlar ki, “Yok artık Fenerbahçe” dedirtiyorlar. Suyundan mıdır, havasından mıdır bilemedim.
Viyana’da dans sürdükçe dünyanın sonu gelmezmiş. Ama Fenerbahçe için dün gece bir sondu.
 
Üst