- Katılım
- Ocak 16, 2025
- Mesajlar
- 42,049
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 36
Derleyen: Zeynep Dilara Akyürek / Milliyet.com.tr – 1864’te yayınlanan bir kitapta, başka bir kitabın gizemini çözmek isteyen jeoloji profesörü ve yeğeninin ‘dünyanın merkezine yolculuğu’ konu alınmıştı. Konusu, aynı zamanda ismi olan Jules Verne’nin ölümsüz eseri, Rusların 125 yıl sonra hayata geçireceği projeden habersiz, binlerce okuyucuya sunuldu. Kitapta anlatılansa, uzaydan bile gizemli bir yerin keşfiydi. Jeoloji profesörü Otto Lidenbrock ve hikâyenin başrolü Axel, ünlü İzlandalı tarihçi Snorri Sturluson'un runik alfabeyle el yazması sayfalarının arasında şifreli bir not bulmuştu. Latinceye çevrildiğinde ve tersten okunduğunda İzlandalı simyacı Arne Saknussemm'in, ülkesindeki sönmüş Snaefells Yanardağı'nın bir kraterinde Dünya'nın merkezine giden bir geçit olduğu yazıyordu. Geçidin bulunduğu krater yalnızca haziran ayının son birkaç gününde öğle saatlerindeki gölgelerle ortaya çıkıyordu. Axel ve amcası ise önce geçide, sonra dünyanın merkezine ulaşmak için yola koyulmuştu. İkilinin dünyanın merkezine yolculuk macerası 125 yıl sonra hayata geçirilecek olan ‘Kola Süper Derin Sondajı’nın sinyalini vermişti. Belki de dünyanın en zor işlerinden birini yapacak olan Sovyetler Birliği, ABD ile rekabetinde 20 yıl geride kalmayı bile göze almıştı!
'DÜNYANIN MERKEZİNE YOLCULUK'
Dünyanın en derin noktası olduğu kabul edilen Mariana Çukuru, bu ünvanı uzun yıllar elinde tutmuştu. Ancak bir yerin ‘en derin nokta’ olması daha derini bulunana ya da ‘kazılana’ kadar kabul edilebilirdi. 10 bin 994 metrelik okyanus çukuru Mariana’yı 'sığ' bırakacak hamle, sürekli birbiriyle rekabet halinde olan ABD ve Sovyetler Birliği arasında yeni bir kazının temelini attırdı. İlk olarak ABD, 1960'ların başlarında Dünya'nın kabuğunu delerek, kabuk ile manto arasındaki sınır olan Moho'dan örnekler elde etmek için bir girişimde bulundu. Çok geçmeden Ruslar, ABD’nin okyanus dibindeki bu çalışmasını kara parçası üzerinde denemiş ve dünyanın en derin çukurunu kazmayı başarmıştı. İki devlet arasındaki bu rekabet, Jules Verne’nin efsane kitabı ‘Dünyanın Merkezine Yolculuk’taki hikâyeyi anımsatıyordu. Bu kez amca-yeğen değil, koskoca bir devlet dünyanın merkezine ilerliyordu. Rusların Kola Süper Derin Sondajı adındaki projesi ABD’ninkinden çok daha derin ve özeldi.
Alıntı Metni
ABD’DEN 20 YIL GERİDE, YERİN 12 BİN METRE DERİNİNDE!
Ruslar projeyi durduklarında ulaştıkları derinlik, 12 bin 262 metre olmuştu. Yani dünyanın ‘yeni’ en derin noktası artık ‘Kola’ydı. Ancak bu çalışma için sadece ekipman ve zaman harcanmamıştı. Durmak bilmeyen ve belki de hiç durmayacağı düşünülen soğuk savaş, varını yoğunu Kola için harcayan Rusları ABD’den yaklaşık 20 yıl geride bırakmıştı. 20 yıl geride de kalmış olsa, Ruslar projeyi sürebilirse belki de bilimi ve dünyayı onlarca yıl ileri götürecek başa keşifler yapılabilirdi. Elbette 12 bin 262 metreye kadar bulunanlar ve bulunamayanlar da dünyamız adına son derece önemliydi. Delme işlemi sırasında, 7’nci kilometreye gelindiğinde orada olması beklenen bazaltik katmanlar hiçbir zaman bulunamadı. Üstelik ulaşılan herhangi bir derinlikte bazaltik katman da yoktu. Bunun yerine tahmin edilenden daha derin, daha fazla granit olduğu ortaya çıktı. Su, yüzeyin 3 ila 6’ncı kilometresinde birikmiş ve granitin içinden sızarak geçirimsiz bir kaya tabakasına ulaşmıştı. Bu su, sondaj deliğindeki herhangi bir derinlikte buharlaşmadı. Delikten akan sondaj çamurunun beklenmedik düzeyde hidrojen gazı barındırdığı keşfedildi. Mikroskobik plankton fosillerine ise yüzeyin 6 kilometre derininde rastlandı.
Her ne kadar dünyanın en derin çukurunu kazmış olsalar da Rusların bu sondajından 28 metre daha derine inen Katar, 2008 yılında rekoru kendi hanesine yazdırmayı başardı. Al Shaheen Petrol Sahası, Katar'ın kuzeydoğu kıyılarında, Basra Körfezi'nde, Doha'nın 80 kilometre kuzeyinde bir üretim petrol ve gaz sahasıydı. Ancak değerli bir fosil yakıta ev sahipliği yapması dışında bu alanın önemli bir özelliği daha vardı. 13 sene öncesine kadar dünyanın en derin çukuru rekorunu elinde tutan ‘Kola’dan bu ünvanı alan ve rekoru hanesine yazdıran Katar’daki Al Shaheen Petrol Sahası olmuştu. Rusların ‘Kola’sının 12 bin 262 metrelik derinliğini 28 metre geçerek 12 bin 290 metreye inilmişti. Üstelik dünyanın ‘yeni’ en derin çukuru, 2006’da günlük 38 bin metreküp yani 240 bin varil petrol üretimiyle, Katar'ın günlük 815 bin varil olan petrol ihtiyacının önemli bir bölümünü karşılıyordu.
‘SANA AİT OLAN SENİ BULUR’
José Mauro De Vasconcelos’un 1968’de okurlarıyla buluşturduğu eseri ‘Şeker Portakalı’ yaşamın beklenmedik değişimleri karşısında büyük sarsıntılar yaşayan küçük Zeze'nin başından geçenleri anlatır. Kitapta geçen unutulmaz söz, Zeze’ye “Sana ait olan seni bulur” diyordu. Jules Verne’nin ‘Dünyanın Merkezine Yolculuk’ kitabı Rusların en derin kuyu ve dünyanın merkezine yolculuğunu önceden görmüşçesine ipuçları taşıyordu. Vasconcelos’un ‘Şeker Portakalı’ ise Rusların uzun yıllar ellerinde tuttukları ünvanı, Katar’dan alışını en iyi şekilde özetleyecek sözü satırlarına saklamıştı. En derin çukur ünvanı taşıyacak yeni bir sondaj, yine Ruslar tarafından başlatıldı. Üstelik bu kez 28 metreden çok daha büyük bir farkla unvanını yeniden kazanacak bir kuyunun hazırlığı vardı. İlk sondaj kuyusu ‘Kola’ başta 14 bin metreyi hedeflemiş olsa da 12 bin 262 metrede kalmıştı. Ancak kurulan hayaller elbet bir gün gerçek olurdu. Katar’ın en derin sondaj kuyusunu kazmasının üzerinden 5 sene geçmişti ki Rusların yeni ‘Sakhalin-1’ projesi uzun yıllar elinde tuttuğu rekora yeniden kavuştu.
Alıntı Metni