Kahvaltı sofralarının vazgeçilmezi olan peynir, en sık tüketilen besinlerden biri. Yeni bir araştırma, peynir tüketiminin kanser, kalp hastalığı ve karaciğer yetmezliği gibi sağlık sorunları nedeniyle erken ölüm riskini etkileyebileceğini ortaya koydu.
Yeni bir araştırma, yediğiniz peynir miktarının kanser, kalp hastalığı ve karaciğer yetmezliğinden erken ölme olasılığınızı belirleyebileceğini öne sürüyor.
Oxford Üniversitesi’nden uzmanlar, yediğimiz peynirin yanı sıra çeşitli çevresel ve yaşam tarzı faktörlerinin de ölüm riskimizi belirlemede önemli bir rol oynadığını vurguladı. Bu faktörler arasında, uykusuzluk, medeni durum, yaşam düzenlemeleri, sigara içme alışkanlıkları ve egzersiz seviyesi gibi etkenler yer alıyor.Araştırma, yarım milyon İngiliz’in takip edilmesiyle gerçekleştirildi ve 23 çevresel faktörün ölüm riskini etkileyebileceği belirlendi.
Bunlar arasında peynir yemek, gibi etmenler öne çıkıyor. Ayrıca, bu faktörlerin genetik etkilerden çok daha büyük bir rol oynadığı, genetik faktörlerin yalnızca yüzde 2 gibi küçük bir oranla ölüm riskini etkilediği saptandı.Araştırmaya göre, egzersiz seviyesi, sigara içme alışkanlıkları ve çocuklukta aşırı kilolu olmak gibi etmenler, kanser gibi birçok hastalığın seyrini ve erken ölüm riskini doğrudan etkileyebiliyor. Örneğin, sigara içmek, sosyoekonomik durum ve fiziksel aktivite gibi etmenlerin, akciğer kanseri gibi hastalıklarla güçlü bir ilişkisi olduğu bulundu.
Çalışmanın, sağlık politikalarını iyileştirmek için önemli bir fırsat sunduğunu belirten uzmanlar, yoksulluk gibi çevresel faktörlerin ele alınmasının önemini vurguladı. Ayrıca, erken yaşta yaşanan çevresel etkenlerin, uzun vadede hastalıkların gelişme riskini artırabileceği ifade edildi.Prof. Cornelia van Duijn, bu araştırmanın, sağlığımızı etkileyen faktörlerin yalnızca genetikten ibaret olmadığını ve bireylerin yaşam tarzlarını değiştirmeleriyle büyük bir fark yaratabileceğini gösterdiğini belirtti. Araştırma, sigara içme, sosyoekonomik durum, fiziksel aktivite ve diğer çevresel faktörlerin, sağlık üzerinde derin etkiler yaratabileceğini ortaya koyuyor.
Öte yandan, bu çalışma, genetik faktörlerin bazı hastalıklar üzerindeki etkisini de gözler önüne serdi. Özellikle bunama gibi durumlarda, çevresel faktörlerin rolünün daha az olduğu vurgulandı.
Araştırma sonuçları, insanların biyolojik yaşlanmalarını değerlendirerek, çevresel faktörlerin yaşamın erken dönemlerinden itibaren hızlandırıcı bir etkisi olduğunu gösteriyor. Bu bulgular, yaşa bağlı hastalıkların ve erken ölümün önlenmesinde toplumsal eşitsizliklerin giderilmesinin ve sağlıklı davranışların teşvik edilmesinin önemini ortaya koyuyor.Çalışmanın sonuçları, sağlık politikalarında güçlü adımlar atılması gerektiğini bir kez daha gözler önüne seriyor.