- Katılım
- Ocak 16, 2025
- Mesajlar
- 25,754
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 36
Zeynep Dilara Akyürek / Milliyet.com.tr – 22 Aralık gecesini 23 Aralık’a bağlayan gece Bolu’daki Kartalkaya Kayak Merkezi’nin en eski otellerinden biri olan Grand Kartal Otel’deki yangının üzerinden 48 saat geçmişti. Hayatını kaybedenlerin sayısı 79, acının boyutu ise artık tarifsizdi. Cenazeler teslim ediliyor, gözyaşları toprağı yıkıyordu. Duygusal boyutu git gide ağırlaşan afete sebep olanların ne olduğunun tespit edilmesi için araştırmalar sürüyordu. Sorulan sorulara her geçen saat bir yenisi daha ekleniyor, yangının boyutunu büyüten detayların Grand Kartal Oteli korkulu bir kâbus gibi dört bir yandan sardığı ortaya çıkıyordu. Yangının kaynağı neydi, sorumlusu kimdi? Hangi önlemler alınmış, neler göz ardı edilmişti? Sayısız soru soruluyor, ancak hiçbirine kesin bir cevap verilemiyordu. Ondokuz Mayıs Üniversitesi Afet Eğitimi ve Yönetimi Uygulama ve Araştırma Merkezi’nden Prof. Dr. Afşin Ahmet Kaya ve Sakarya ÜniversitesiYangın Güvenliği ve Yangın Anabilim Dalı BaşkanıYangın Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hakan Serhad Soyhan merak edilen soruları tüm detayıyla Milliyet.com.tr’ye açıkladı.
2007’DEKİ BELGE İLE 20 GÜN ÖNCEKİNİN FARKI NE?
79 kişinin yaşamını yitirdiği yangından saatler sonra otelin, itfaiye imzalı 2 belgesi ortaya çıktı. 2007 ve 2025 imzalı bu belgeler birbirinden farklıydı. 2025’in ilk günlerinde düzenlen belgede otele ait bir kafe için onay alınmış, 2007’deki belgede ise 4 maddenin yerine getirilmesi şartıyla otelin yangın söndürme araçlarının tam ve sağlam olduğu yazılmıştı. Prof. Dr. Hakan Serhad Soyhan, o belgelerin ne ifade ettiğini ve 2025 tarihli belgede niçin sadece ‘kafe’ bölümü için onay alınmış olabileceğini şöyle açıkladı:
Alıntı Metni
Bolu'da vicdanımız da yandı! Sosyal medyada akılalmaz paylaşımlar: Ölümde statü olur mu?
79 CAN, 54 DAKİKA!
En önemli ve belki de tarifsiz acılarla sonuçlanan otel yangınının aydınlanması için sorulan sorulardan biri de ‘yangının nasıl ve neden çıktığı’ olmuştu. Tamamı küle dönen, ağır hasar alan ve çökme tehlikesiyle karşı karşıya olan otelde ekipler her detayı inceliyor ve yangının başladığı yeri ve sebebini araştırıyordu. Yangınların çıkış nedenleri değerlendirildiğinde ise ilk sırada ‘elektrik kontağı’ yer alıyordu. Ancak ifadelere göre mutfakta başladığı değerlendirilen yangının, ‘yağ yangını’ ya da ‘davlumbaz-baca yangını’ olabileceği de değerlendiriliyordu. Otelin en fazla hasar alan tarafı hiçbir müdahale yapılamamış olan arka cephesi olmuştu. İtfaiye ekipleri otele yangının 54’üncü dakikasında gelmişti. Prof. Dr. Hakan Serhad Soyhan’a göre itfaiye ekiplerinin kısa sürede oraya ulaşması ise ‘hayaldi.’ “İtfaiyeci arkadaşların verdiği bilgilere göre, lobi ve mutfak arka arkayaymış. Lobinin hemen arkasında restoran varmış. Yangına müdahale eden arkadaşlar bize bu yönde bilgi verdiler” diyen Prof. Dr. Soyhan sözlerine şöyle devam etti:
Alıntı Metni
Bir merdiven 20 kişiyi kurtarabildi! Kartalkaya'daki kâbus geceyi anlattı: 'Sabah için sözleşmiştik'
ÇATI VE BACADAKİ İPUCU! SORUMLUSU KİM?
Prof. Dr. Hakan Serhad Soyhan, yangının çıkış sebepleriyle ilgili bazı ihtimalleri de açıkladı. Prof. Dr. Soyhan ’en yüksek ihtimal’ diye değerlendirdiği olası davlumbaz yangını için, “Yangının davlumbazdan çıkma olasılığı en yüksek. Yangın hızlı şekilde çatıya sirayet etmiş, davlumbazdan çıkan baca çatıya kadar çıkar. Normalde bugünün yönetmeliğinde davlumbazın bacasının ayrı olması lazım. Ama ilk izin aldıkları 2007 yönetmeliğinde bu zorunlu olmayabilir. Üst katlarda daha büyük tahribatın olmasının sebebi bacanın oraya doğrudan çıkmış olması. Aşağıda ise tahribat az ve orada duman oluşmuş. İnsanlar da orada hayatını kaybetmiş” diyor. Burada yapıya onay veren ve kullanımı itfaiye tarafından uygun bulunduğu yazan belgelere kimin onay verdiği ve otelin denetimlerinin kimin sorumluluğunda olduğu da tartışma konusu olmuştu. Prof. Dr. Soyhan da bu sorunun yanıtını verirken, ‘sorumluluğu üstelendiği görülüyor’ diyerek itfaiye raporlarını işaret etti.
Alıntı Metni
Yangının söndürülmesi ve otel sakinlerinin acil durumda oteli tek edebilmesi için gereken sistemler yerli yerinde miydi? Ne eksikti ve yapının bütünlüğünü bozmadan yangına hazır hale getirmek mümkün müydü? Prof. Dr. Hakan Serhad Soyhan bu sorunların yanıtını da şöyle verdi:
“Duman esnasında tahliye için o dumanın dışarı atılması için sistemler var. Dumanı yangın olan yerden emerek dışarı atıyor. Bu otelde onun bulunması çok zor çünkü eski bir otel. Onun dışında insanların kaçabilecekleri yolları zemine işaretleyen fosforlu yollar olmalı. Bu yolları gören kişilerin nerden çıkacaklarını bilmesi lazım. Böyle bir şeyin de olmadığı bilgisi var. Alarm olması lazım sesli ve tabelalarla uyarılan sistem olmalı. Ancak alarm da çalmamış. Eski bir binaya yangın söndürme sistemlerinin sonradan dahil edilmesi hiç zor değil. Rahatlıkla yapılıyor, montajı dışarıdan yapıldığından bunları yapıya dahil etmek için bir yerleri yıkıp tahrip etmeye gerek kalmıyor. Yangını neyle söndürdüğünüz, nereye müdahale ettiğinize bağlı olarak değişir. Mutfakta köpük sıkarken başka yerlere su sıkarsınız. Özellikle yağ yangını olabilecek kimyasallar olan yerlerde özel söndürücüler kullanılıyor.”
Kartalkaya Kayak Merkezi'nde facia! 238 kişinin konakladığı otelde yangın: Can kaybı 79'a yükseldi
'VERNİK HIZLANDIRIYOR, BOYA YAVAŞLATIYOR'
Bolu’daki yangın, bir afete dönmüş ve 79 kişi neredeyse tamamı ahşap kaplı betonarme yapıdan dışarı çıkamamıştı. Yangının çıktığı otelin itfaiyeden uzakta ve ulaşılması zor ve uzun sürecek bir noktada konumlanması işleri iyice çıkmaza sokmuştu. Ancak ahşap kullanımının hem iç hem de dış döşemelerde bu kadar yoğun olması, ‘yangının hızla yayılmasına neden olabilecek’ bir detayı daha gündeme getirdi. Prof. Dr. Afşin Ahmet Kaya’ya göre, dış etmenlerden ve kısa sürede yıpranmasından korunması için ahşaplar verniklenirdi. Bu hem daha temiz görünmesini hem de ahşabın daha dayanıklı olmasını sağlıyordu. Ancak ahşap yüzeyin üzerindeki vernik kaplamalar yangının yönünü de etkiliyor ve yanma yolu çiziyordu. Prof. Dr. Afşin Ahmet Kaya, ahşabın korunması ve güzel görünmesini sağlayacak, aynı zamanda da yanmaya dayanıklı olacak başka malzemeler olduğunu açıkladı. Yani alevlerin hızla yayılmasına neden olabilecek ‘vernik’ yerine ‘intumesan boya’ kullanılabilirdi.
Prof. Dr. Afşin Ahmet Kaya, ‘kabaran boya’ diye de adlandırılan bu boyanın, verniğin hızla yayacağı alevlere bir süre daha engel olacağına ve yangının yayılma hızını yavaşlatacağına dikkat çekti. Prof. Dr. Kaya, dış cephesi ahşap kaplanmış otelin, havaya, suya ya da diğer doğal etmenlere maruz kaldığında dayanıklı olması için vernikle kaplanmış olmasının, itfaiyenin otele doğru hareket halinde olduğu 54 dakika içinde yangının iyice yayılmasında etkili olduğunu söyledi. Bunun yerine kabaran boyanın kullanılmasının, yangının sardığı yapıdan kurtulmaya çalışanlara zaman tanıyacağına dikkat çekti.
Alıntı Metni